Doğa mı, Çevre mi?
- Koray Pehlivan
- 5 gün önce
- 2 dakikada okunur
Deneyim. Evrende bulunan her "tane" etkileşime girdiği diğer tanelerden gördüğü etki ile "hayat" denilen yolculuğunu yaşar. Bu taneler birleşerek yeni maddeler hatta maddenin yapı taşı olan atomları oluştururlar. En küçük tane olarak şimdilik elektron ve protonları oluşturan quarkları referans alacağız. Bir hücreden başka bir hücrenin oluşumu ya da iki hücreden başka bir hücrenin oluşumu ile birlikte (buna yıldızlarda sıcaklık ve basınçla oluşan yeni elementleri de dahil edebiliriz) yeni oluşan hücre ya da element kendi çevresinde bulunan her "tane" ile etkileşim içerisine girer.
Çevresindeki tanelerin oluşturduğu çevrenin durumu ve tanelerin kendileriyle birlikte (herhangi bir potansiyel kavramı ile) oluşan potansiyel fark sebebiyle yeni tane durumları ve bu sayede yeni çevre durumları oluşur. Bu yeni çevre ve tane durumları yeni potansiyel farkları yaratır ve bu sayede olaylar sonsuz bir döngü içerisine girer. (Buradaki döngü her zaman aynı olayların yaşanması değil her an potansiyel fark nedeniyle yeni durumların oluştuğudur.) Genel bir tanım yapmak istersek, evrenin 13.4 milyarlık yolculuğunda sebep-sonuç ilişkisinin başlamasını ve sürmesini sağlayan olaylar zinciri diyebiliriz.
Geniş çerçeveden bakacak olursak, bir tane oluştuğu çevredeki bir diğer taneler ve diğer tanelerin oluşturduğu çevre durumuna maruz kalarak kendi yolculuğunu sürdürür. Bir çıkarım yapacak olsam şöyle düşünmem yanlış olmazdı sanırım. "Ne ile muhatap olursan bu hayatta onunla evrimleşirsin." Örneğin bir çocuğun çok yüksek eğitime, yüksek zekaya ve yüksek maddi kaynağa sahip ebeveynlerinin olduğunu, bir de bir çocuğun düşük eğitime, düşük zekaya ve düşük maddi imkana sahip olduğunu düşünelim. Biyolojik ve kaynak olarak yüksek imkanlara sahip çocuk rasyonel olarak yukarıda bahsettiğimiz potansiyel farklara göre oluşan akılcı referanslı sebep-sonuç ilişkisinin zıddına göre, kendini geliştirmeye çalışırsa o çocuk yüksek zekaya, yüksek maddi kaynağa veya yüksek bir eğitim deneyimine sahip olsa da kendini zannettiği gibi yani "potansiyel farklara göre oluşan akılcı referanslı sebep-sonuç ilişkisinin zıddına göre" geliştirmesi imkansızdır. Ancak düşük imkanlara veya zekaya sahip çocuk ise potansiyel farklara göre oluşan akılcı referanslı sebep-sonuç ilişkisine göre kendini geliştirmeye çalışırsa, belki kendi hayalini gerçekleştiremeyebilir ama bilgelik, beceri, ve (gelişebildiğince) yüksek zekaya sahip olabilir. Evet yüksek imkanlara sahip bir ailenin çevresi de öyle olur, çocuk orada bulunduğu sürece bir şeyler öğrenir. Bu mümkün ama çocuk o çevrede ne kadar bulunuyor? Çocuğun orada bulunmasını veya bulunmamasını sağlayan potansiyel fark nedir? Bir deneyim sonucunda zihinsel bir tanımlamayla oluşan potansiyel fark mı yoksa biyolojik bir durum mu? (Yani aslında "istek, arzu mu ve bu istek arzunun oluşmasını sağlayan biyolojik veya hayat deneyimleri neler?" şeklinde soruyorum.)
Konu biraz dağıldıysa hemen toplayalım. Anlatmak istediğim, bir maddenin kendisini oluşturan tanelerinin durumları, çevresini oluşturan tanelerle gireceği etkileşim sonucunda geçeceği yeni durumun oluşmasında önemli bir sebeptir. Ancak, bir maddenin bulunduğu çevredeki maddelerin oluşturduğu çevre durumu, kendisinin evrende bulunacağı bir sonraki durumundan daha önemli bir sebeptir. Yani neyle etkileşime geçerse, onun etkisiyle yeni durumunu oluşturur.
Özat ve başlığa cevap olarak, dokunduğun sana bulaşır. Ne kadar çok dokunursan o kadar çok bulaşır. Dokunduğunu iyi seç, çünkü artık o sensin.